samedi 3 mai 2008

27 Haziran Çamerya Soykırım Günü


27 Haziran Çamerya Soykırım Günü



Wednesday, 06 February 2008
"Çamidesler" veya "Çamlık Müsümanları olarak adlandırılan Çamerya Arnavutları, Balkan Savaşı'ndan sonra toplanan Londra Konferansı'nda Arnavutluk’un sınırlarını belirlemekle görevlendirilen Komisyon tarafından hazırlanan, 17 Aralık 1913 tarihli Floransa Protokolü ile Kuzey Epir'in Arnavutluk'a bırakılması karşılığında Yunanistan'a verilen ve Yanya'dan Preveze'ye kadar olan alanı kapsayan Çameria (Güney Epir) bölgesinde yaşamış olan Müslüman Arnavutlardır. Güney Epir'i sınırlarına kattığı andan itibaren Çameryalı realitesini ortadan kaldırmaya çalışan Yunan Yönetimi,
öncelikle bu topluluk içinde önde gelen 72 kişiyi Yanya'ya götürmek bahanesiyle katletmiş, bir kısmını da Girit Adası'na sürgüne göndermiştir. 1

Daha sonra da Müslüman Çamları, Lozan Antlaşması'nın bir ön çalışması olarak imzalanan "Türk ve Rum Ahalinin Değişimine İlişkin Sözleşme ve Protokol"ü kapsamına dahil edip Türkiye'ye göndermek isteyince, Çamlar direnmişler ve bu uygulamayı 1913 Anlaşması'na atıfta bulunarak reddetmişlerdir. Milletler Cemiyeti (BM) Karma Komisyonu ise "Arnavut Müslümanların, özellikle Epir bölgesindekilerin zorunlu nüfus değişiminden muaf tutulmalarını" kararlaştırmıştı. Tüm bu direnişlere ve hukuki aykırılıklara rağmen, Yunan makamları onbinlerce Çam'ı baskı ile Türkiye'ye göndermiş, mülklerini müsadere etmiş ve yerlerine Anadolu'dan gelen Rumları yerleştirmiştir. Arnavutluk Hükümeti, Yunanistan'ın uluslararası hukuka aykırı bu uygulamaları karşısında Milletler Cemiyeti'ne başvurmuş, ancak Milletler Cemiyeti'nin girişimlerine rağmen Yunan makamları Müslüman Arnavutları göçe zorlamaya devam etmiştir. Yanya, Preveze, Louros.Konitza, Philiyiades, Çamerya, Kastoria bölgesinde yüzyıllardır yaşayan Arnavutlar Türkiye'ye göçe zorlanmıştır. Türkiye'ye gönderilen Çamerya Arnavutlarının büyük bölümü İzmir ve yöresinde yerleşmişlerdir.2Kısaca, bölgeyi ele geçirmesinden itibaren Yunanistan'ın politikası, Müslüman Arnavutları göç ve katliamlarla bertaraf etmek, Ortodoks Arnavutları da Yunanlılaştırmak olmuştur. Çamerya'da kalabilen Arnavut nüfusun durumu, 1936'da loannis Metaxas Hükümeti'nin iktidara gelmesiyle daha da kötüleşmiş, demografik yapıyı değiştirmek amacıyla bölgeye Yunanlılar yerleştirilmiş, Arnavutlar'ın yaşadıkları yer isimleri Yunanca olarak değiştirilmiş, tutuklamalar, sınır dışı etmeler, mal müsadereleri ile bir zulüm politikası izlenmiştir.3 Çamerya Arnavutlar'ına karşı etnik temizliği amaçlayan soykırım hareketi, 27 Haziran 1944'de başlamıştır. General Napolyon ZERVAS komutasındaki EDES (Ulusal Cumhuriyetçi Yunan Birliği) Çeteleri tarafından, 2900 yaşlı ve genç erkek, 214 kadın, 96 çocuk katledilmiş, 745 kadın tecavüze uğramış, 76 kadın kaçırılmış, 3 yaşından küçük 32 çocuk kılıçtan geçirilmiş, 68 köy yerle bir edilmiş, 5800 ev ve ibadet mekanları yakılıp yok edilmiştir.
Yunanistan ayrıca, Çamerya'da yaşamaya devam eden Ortodoks inançlı Arnavut halkın kimliklerini koruma çabalarını da şiddet kullanmak suretiyle bastırmıştır. Anadilleri olan Arnavutça'nın toplum içerisinde konuşulması yasaklanmış, Ortodoks oldukları halde, Çamerya'da kalan Arnavut halka güvenilmediği için 1945'den sonra bölgeye Yunanlılar, Arumeniler (Ulahlar) ve ingeneler yerleştirilmiş, sınır dışı edilen Çamların mülkleri, yasalmülkiyet hakkına sahip olmadıkları halde yeni yerleşimcilere tahsis edilmiştir. Bu uygulamalara ilaveten 25 bin civarındaki Çamerya Arnavut'u, EDES çetelerince süngü zoru ile Amavutluk'a göçe zorlanmışlardır. Bu olay, II. Dünya Savaşı sonunda yaşanan bir tehcir trajedisidir. Ve bugün bilindiği kadarıyla, General ZERVAS'ın etnik temizlik kampanyası sonrasında Epir bölgesinden bir Müslüman Arnavut varlığı kalmamıştır.
Yunanistan, tehcire tabi tuttuğu Çameryalı’ların mallarına el koymuş, camileri kapatmış, geçmişi hatırlatacak her türlü izi silmeye çalışmış, geride kalan çok az sayıdaki Çamerya Amavutu'nu ise büyük ölçüde asimile etmiştir. Savaş sonrası yeni Arnavutluk Yönetimi, Çamerya konusunu Paris Barış Konferansı'na ve Müttefik Güçler Dışişleri Bakanları Toplantısı'na götürerek, Çamlar'ın eski vatanlarında kalan mülklerinin geri verilmesi ve tazminat ödenmesi taleplerini dile getirmiştir. Epir bölgesindeki yaşanan bu acı olaylar nedeniyle Yunanistan ile Arnavutluk arasındaki gerginlik hiç bir zaman bitmemiştir. Arnavutluk, Yunanistan'dan zorla sürülen Çameryalılar'ın örgütlenmeye ve bu çerçevede sorunlarını duyurmaya başlamalarıyla birlikte, konuyla ilgili olarak resmi düzeyde daha yoğun girişimlerde bulunmaya başlamıştır. Bu çerçevede, Haziran 1989 yılında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Süreci Kopenhag İnsani Boyut Toplantısı'nda Arnavut Heyeti, Yunanistan'daki Arnavutlar'ın durumunu gündeme getirmiştir.Haziran 1992 ayında ise, dönemin Arnavutluk Başbakanı Alexander Meksi, Atina ziyareti esnasında Yunanistan'daki Arnavutlar'ın durumunu ortaya koymuştur. Bu çerçevede, Arnavutluk Halk Meclisi 30 Haziran 1994 tarihli toplantısında, Çamerya Arnavutları'na karşı, Yunan aşırı milliyetçileri tarafından gerçekleştirilen soykırım hareketinin başlangıcı olan "27 Haziran" tarihinin, "Soykırım Günü" olarak ilan edilmesine ilişkin kanun tasarısını oy birliği ile kabul etmiştir.
Tasarı ile ilgili müzakereler sırasında söz alan Demokratik Parti ve Sosyalist Parti grup sözcüleri, 1913 Londra Konferansı ile haksız şekilde Yunanistan'a terkedilen Çamerya bölgesinde, yaşayan Müslüman Arnavutlar'ın Yunan General Zervas'ın komutasındaki aşırı milliyetçi gruplarca tam bir etnik temizliğe tabi tutulduğunu, geriye kalan Çamerya Arnavutlarının ise Müslüman oldukları gerekçesiyle göçe zorlanmıştır.Yunan toprakları üzerindeki etnik grupların mevcudiyetini kayıtsız şartsız reddeden Yunan Yönetimleri Arnavutluk topraklarında yaşayan Yunan azınlığın haklarını sonuna kadar kullanması için gereken tüm çabaları göstermiş ve amacına ulaşmıştır. Bugün Amavutluk'ta yaşayan Yunan topluluğunun siyasi parti kurarak örgütlenerek, Arnavutluk siyasi yaşamında etkin rol oynabilmektedir çameryalılar ise hiçbir suretle Yunanistanda ne dernek ne de parti kurma hakkına sabip olabilmiştir.İşte Arnavutluk'ta yaşayan Yunan azınlığın sahip olduğu bazı haklar:- Gijirokastra Üniversitesi'ndeki öğretim görevlilerinden azımsanamayacak bir bölümü Yunan kökenlidir.- Arnavutluk'ta, Yunan üniversitelerinin diplomaları kabul edilmektedir.- Yunanlılar'a ait kilise, mezarlık gibi kutsal yerler ve özel işletmelere yönelik saldırı olayları vukuu bulmamaktadır.- Güney Arnavutluk'ta yaşayan Yunan halkı için, ülke sınırları içerisinde herhangi bir dolaşım sınırlaması mevcut değildir.- Yunan halkı, gayrimenkul alım-satım konularında herhangi bir engelleme ile karşılaşmamaktadır.- Yunanistan'ın, Güney Arnavutluk'ta yaşayan Yunan halka yönelik kültürel faaliyetleri (konserler, fuarlar vb.) mevcut olup, bayramlarda dini vecibeler rahatlıkla yerine getirilebilmektedir.- Yunan kanalları Güney Arnavutluk'tan rahatlıkta izlenebilmektedir. Ayrıca, Yunan TV’lerinin Güney Arnavutlukla yönelik özel programlan da mevcuttur. - Arnavutluk'ta, Yunan asıllı büyük iş adamları bulunmaktadır. - Arnavutluk'ta Yunan ticari firmaları faaliyet gösterebilmektedir. Yunan sanayiciler, Yunan halkın yaşadığı; bölgelere yatırım yapabilmektedirler. Saranda ve Delvine bölgelerindeki Yunan firmaları, çalışma hayatını kontrol etmektedirler.- Çalışmak için "izin, ruhsat vb." gereksinimi veya mesleklerini icra etmede herhangi bir engelleme yoktur.- Devlet dairelerinde Yunan kökenliler çalışabilmektedir. -Yunanistan'dan din adamları Güney Arnavutluk'a gidip kiliselerde görev yapabilmektedirler.- Yunanistan'dan giden din adamları, “Vorios lpiros:” (Kuzey Epir) meselesinin gündemde tutulması ve bu bölgenin Yunanistan'a bağlanması amacı ile bir çok faaliyet yürütmektedirler.
Çameryalılar, bu yukarıda sayılan haklara hiçbir, dönemde, ulaşamamışlar, insan haklarına saygılı bir ortam umarken, Yunan, soykırım ve tehcirinin hedefi olmuşlardır.Çamerya Arnavutları şimdi, uluslararası camiadan, Avrupa Birliği üyesi Yunanistan'ın, tarihsel bir gerçeklik olan "Çamerya Sorunu"nu kabul etmesi, Çamlar'ın atalarının topraklarını ziyaret etmelerine izin vermesi ve ellerinden alınan toprak üzerindeki meşru haklarını kabul etmesini sağlamak için üzerine düşen görevi yapmasını beklemektedirler.Dipnotlar:


1) Mehdi FRASHERİ, L'Epire du Nord, Roma, 1946,-S; 1.2.2) Mehdi FRASHERİ,. L'Epiredu Nord, Roma,1946,.S.14 Kripto 1996/453-23) Çamerya Yurtsever Siyasi Demeği Etüdü, Temmuz-1993


Dr.Refik Barış/İstanbul

Çam Arnavutları (Arnavutça'da Çamë)


Çam Arnavutları (Arnavutça'da Çamë)


II. Dünya Savaşı sonlarında vuku bulan katliamlara kadar Yunanistan sınırları içindeki, Epir bölgesi sahil şeridindeki Çamerya bölgesinde yaşamış ve büyük çoğunluğu Müslüman olan Arnavut toplumuna verilen isimdir. Bu toplumun büyük kısmı 1945 olaylarından sonra, öncelikle Arnavutluk'a göçmek zorunda kalmış, bir kısmı da Türkiye'ye sığınmıştır.
II. Dünya Savaşı'nda önce İtalyan, sonra Alman ve Bulgar işgallerine uğrayan Yunanistan aynı dönemde şiddetli bir iç savaş da yaşamıştır. Yunanistan İç Savaşı'nda anti-komünist cepheyi oluşturan ve önce cumhuriyetçi sonra kralcı çizgide seyreden EDES ve başındaki General Napoleon Zervas, bir taraftan komünist EAM-ELAS kuvvetlerine karşı savaşırken, bir taraftan da ülkedeki Yunanlı olmayan, Makedon ve Arnavut unsurlara karşı etnik temizlik hareketleri yürütmüştür. Bu saldırıların bir bölümü Epir bölgesine yönelmiş ve Çamerya'da yaşayan Arnavutlar hedef alınmıştır. Yunanistan'da azınlık statüsüne sahip tek toplumun Lozan Anlaşması zemininde Batı Trakya Türkleri olduğunu da burada belirtmek gerekir.
Bir ara Almanlar la işbirliğine de giden Zervas, daha sonra İngilizler tarafından desteklenmiş ve Haziran 1944'de ayında Çamerya'da geniş çaplı bir katliam ve etnik temizlik gerçekleştirmiştir. Bu olay aynı zamanda, Yunanistan tarihinde ilki 1821 İsyanı'nda, sonrakiler Balkan Savaşları ile Anadolu işgalinde yaşanan ve Yunanlılar'ın giriştiği çeşitli katliam hareketlerinden biri olarak anılmaktadır.
II. Dünya Savaşı patlak verdikten sonr ve İtalyan işgalinden önce Yunanistan'da genel seferberlik ilan edildiğinde, Yunan vatandaşı olan Çameryalı Arnavutlar da askere alınmışlardır. Ancak Atina hükümeti Çameryalıları daha ziyade amele taburlarına sevketmiştir. İtalyan işgali sırasında ise 14 yaş ve üzerindeki erkekler kitleler halinde toplama kamplarına sürülmüş, Midilli, Sakız adaları ile Korint'teki kamplarda toplamıştır. Çamerya'da böylece savunmasız kadınlar, yaşlılar ve çocuklar kalmıştır.
Çamerya bölgesindeki Müslüman Arnavut halka karşı katliam hareketi 27 Haziran 1944'de başladı. İnsanların çeşitli uzuvlarının kesilip parçalandığı, hamile kadınların, bebeklerin katledildiği bir vahşetin sözkonusu olduğu kayıtlara geçmiştir. Göz çıkarma, burun, kulak kesme ve benzeri vahşet sonucunda ilk 24 saat içinde sadece Paramiti'de 600'den fazla insan katledilmişti. 27 Haziran 1944 ile Mart 1945 arasında Filat'ta 1286 kişi, Gümenice ve çevresinde 192 kişi, Margelliç ve Parga'da ise 626 kişi öldürülmüş, meçhul kayıplar ve başka vak'alarda ise yüzlerce insan daha yok olmuştu. Belgelere göre, Haziran 1944-Mart 1945 arasında Yunanlılar bütün Çamerya'da sivil halktan 3242 kişiyi katletmişlerdir; bunlardan 2900'ü yaşlı veya genç erkek, 214'ü kadın, 96'sı çocuktur. Ayrıca 745 kadına tecavüz edilmiş, 76 kadın kaçırılmış, 3 yaşından küçük 32 bebek katledilmiş, 68 köy yerle bir edilmiş, 5800 ev ve ibadethane [câmiler dahil] yakılmış ve tahrip edilmiş, evler talan edilmiş, o arada 84.752 kilogram zeytinyağı, 674.344 kilogram buğday, 4453 iş ve koşum hayvanı ile 49.435 ev / kümes hayvanı çalınmıştır.
Bütün bu vahşetin ardından, hayatta kalabilen Müslüman Arnavutlar Mart 1945'den sonra anayurtlarını terk etmek zorunda kalmışlardır. Çoğu Arnavutluğa, bir kısmı da Türkiye'ye göçmüşlerdir. Bu zoraki göç sonucunda aynı zamanda Yunan vatandaşı olan etnik Arnavutlar Arnavutluk'ta örgütlenmişlerdir. Savaş sonrasında yeni Arnavut yönetimi Çamerya Sorunu'nu uluslararası arenaya getirmek üzere Paris Barış Konferansı'nın gündemine taşımıştır. Burada Müttefik Devletler Dışişleri Bakanları Konferansı'nda da Çameryalılar'ın yeniden vatanlarına dönmek istedikleri ve mülklerinin iadesi dile getirilmiştir. Müttefik hükümetlerinden Birleşmiş Milletler'e kadar çeşitli forumlara birer bildiri ve talep yazısıyla başvuran Çameryalılar'a kimse yardımcı olmamış, cevap dahi vermemiştir. 1945 Eylül'ünde Avlonya'da toplanan 2. Çamerya Kongresi'ne katılan İngiliz, Rus ve Yugoslav temsilcileri de, bu halkın sefaletini görmelerine rağmen, bir cevap veya destek vermemişlerdir. Binlerce aç ve evsiz Çameryalı Arnavut'a ancak 1.2 Milyon Dolarlık bir yardımda bulunulmuştur.
1947 ile 1990 arasında Enver Hoca rejimi dışa kapalı politikaları çizgisinde, bu konuda da tamamen suskunluk içine girmeyi tercih etmiştir. Yunanlı yöneticiler, 1945 olaylarından hemen sonra bölgedeki demografik yapıyı alt üst etmek üzere buraya Yunanlı, Ulah ve Roman (Çingene) nüfus yerleştirme yoluna gitmiş; Ortodoks mezhebinden olup orada kalabilen Arnavutlar'a ise herhangi bir azınlık hakkı tanımamıştır. Bu Arnavutlara Arvanites/Arvanitler denilmekte, ancak bunun bir etnik kimliğe denk geldiği inkar edilmektedir. Ortodoks kimliğinin dışında kalacak şekilde Arnavut etnik kimliğini kabul etmeyen Atina'nın bu politikası sonucunda Çamerya Arnavutları kendi topraklarında kendi dillerini konuşamaz olmuşlar, yasaklarla sınırlandırılmışlardır. Asimile olmaları için de bütün tedbirleri alan Yunanistan, ayrıca sınırdışı edilen Çameryalı Arnavutlar'ın mallarını ve mülklerini yeni sakinlere, herhangi bir hukuki dayanak olmaksızın dağıtmıştır. Günümüzde Yunan hükümeti Çamerya Arnavutları'na ülkeye giriş izni vermemekte, dişlama ve ayrımcılık siyaseti uygulamaktadır. Bölgedeki bütün yer adlarını Yunanca 'ya dönüştürmüştür.
1992 Mayıs'ında Yunanistan Başbakanı Konstantin Mitsotakis Arnavutluk'u ziyaret ettiğinde, Tiran'da yaptığı bir konuşmada, Çamerya Arnavutlarının İtalyan ve Alman işgalcilerle işbirliği yaptıklarını, buna göre savaş suçlusu olduklarını ve Yunan yasalarına göre cezalandırıldıklarını, dolayısıyla Yunanistan'a dönmelerine izin verilmeyeceğini' söylemiştir. Belgeler Çamerva Arnavutlarının işgalci ile herhangi bir işbirliğinin aksine, işgalcilerin ve işbirlikçilerinin kurbanı olduklarını ortaya koymaktadır. İşbirlikçilik Nazi işgali altına giren birçok ülkede görülmüş ve söz gelişi başta Yunan generali Yoannis Rallis olmak üzere 30.000 Yunanlı, işbirlikçi olmalarına rağmen, çıkartılan bir Genel Af ile bağışlanmışlardır. Öte yandan Çamerya Arnavutları'ndan önemli bir kesim EAM-EDAS ile birlikte işgalcilere karşı direnen ilk topluluk olmuştur. Alman belgeleri Çamerya Arnavutlarını katleden Napoleon Zervas'in Gestapo ile işbirliği yaptığını kanıtlamaktadır. Günümüzde, Çamerya Arnavutları Yunanlılar'ın uyguladığı siyasetin kurbanı olarak haklarını aramaya devam etmektedirler.
Arnavutluk Halk Meclisi 30 Haziran 1994 günü oybirliğiyle aldığı bir kararla 27 Haziran gününü Çamerya Soykırımını Anma Günü olarak kabul ve ilan etmiştir. Çamerya Sorunu, Ocak 1995'de Lahey'de Temsil Edilmeyen Milletler ve Halklar Örgütü'nün 4. Genel Kurulu'nda da gündeme getirilmiş ve 20-26 Ocak tarihleri arasında toplanan Genel Kurul'un 5. oturumunda 12 numaralı karar olarak şu noktalar vurgulanmıştır:
1- Çam (Çamerya) halkının yeniden yurtlarına dönmesi ve vatandaşlık haklarının geri verilmesi; 2- Çam halkının mülkleninin geri verilme hakkının tanınması 3- Uluslararası belgelerden doğan haklarının tanınması, bunun için de Yunan hükümetinin Çamerya Sorunu'nun tarihi gerçeklerini kabul etmesi ve hak ve çözümler için ciddi adımlar atması.
Çamerya Sorunu ve Çamerya Soykırımı Anma Günü Türkiye'de de yankı bulmuş ve Türk basını konuya yer vermiştir. 1998 Haziran ve Temmuz aylarında çeşitli gazeteler ve dergilerde Çamerya ile ilgili haber ve makaleler yayınlanmıştır. Yunanistan'ın Arnavutluk topraklarına yönelik Kuzey Epir iddiaları ile Çamerya Sorunu ve bununla ilgili etkinliklere karşı Yunan kamuoyunda belli bir hassasiyet gözlenmektedir. Bu sorun son zamanlarda Yunan kamuoyunda rahatsızlık yaratmış ve çeşitli kanallardan tepkiler gelmeye başlamıştır. Güney Arnavutluk'taki bütün temel haklarına sahip Ortodoks nüfusu, içindeki Arnavut ve Ulah toplumları yoksayarak tamamen Yunanlı kabul eden ve üzerlerinde hak iddia eden zihniyet bizzat Yunanlılar tarafından endişeyle karşılanmaktadır. Son dönemlerde Arnavutluk ile Yunanistan arasında görülen bazı yakınlaşmaların, bu sıkıntıları ne dereceye kadar erteleyebileceği ise, zaman içinde görülecektir.
"http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87am_Arnavutlar%C4%B1"'dan alındı